Bekleyiş… Sonu gelmeyen bir eylem gibi bu aralar benim için. Sanki elimden gelen her şeyi yapmışım, bütün olanakları tüketmişim gibi hissediyorum.
Ece Temelkuran, Kafkaoukur dergisinin Temmuz 2018 tarihli
sayısında “gürültüde dua etmek” başlıklı bir yazı yazmış, şöyle diyor;
Beklemek insana göre değil, bu yüzden var dualar, zaman geçsin, zaman güzel olanı getirene kadar, acıyı geçirene kadar zaman, hayatı değiştirene kadar, delirmeyelim diye. Bir gün yüzü göstersin hayat diye; dualar. Her şey söylenip, her şey yapılıp bittikten sonra geriye hiçbir şey kalmadığında dualar.
Daha önce de söyledim, ben pek dindar biri değilim. Ama
sanırım bu bekleyiş anlarında benim de elimden dua etmekten başka bir şey
gelmiyor çoğu zaman. Bir savaşa hazırlanıyorum sanki, zamanla bir mücadelem
var. Bütün hazırlıklarım tam, her türlü önlemimi almışım. Ama zaman ağır
geliyor sanki, savaşı kazanacak gibi hissediyorum. Hemen duaya sarılıyorum,
beklemek ve zamana sabretmekten başka bir şey yapmama da gerek yok üstelik. Çünkü
sabır zamana karşı girdiğim bu savaşta tek ve en büyük silahım. Dua etmek bile
anlamsız.
Aynı yazı şöyle devam ediyor;
Dualar hayatı değiştirmez oysa. Ne zaman umursar onları ne de tanrılar duyarlar. Dualar bizi değiştirir. Küçük sabır lokumları onlar. “İçini ferah tut” diyen bir şarkının tatlı nakaratları. İçimizden sadece birinin bile “İyi olacak” dediğinde hepimizin, her şeye rağmen ona dönüp bakması. “Yok canım” demeden önce yaşanan o kısacık ve aydınlık tereddüt. Dualar bunlar. Şimdi bize çok gerekiyorlar.
İşte böyle duygularla boğuşuyorum son birkaç aydır… İçim
kıpır kıpır, kime anlatsam anlamaz, zaten kimseye de anlatılmaz. Kimsenin de
halden anlayacak durumu yok zaten, herkes kendi derdinde. Herkes kendi
bekleyişinde. Herkes kendi sabrında.
Bir de beklemenin sonu var tabi. Zamanla girdiğin mücadeleyi kazanırsın elbet, çünkü sabır her zaman galip gelecektir. Ama beklemenin sonunda zaman güzel olanı getirmezse… Beklediğine değmeyince ne olacak. Ece Temelkuran doğru diyor, zamanın duaları umursadığı yok. Ama gerçekten tanrılar da umursamıyorsa ne olacak?
Biliyorum bana bunları düşündüren şey beklemek. Benim elimdeki silah sabretmekse zamanın elindeki silah da aklım. Zamanın aklımı almasına engel olmaksa çok güç. Bu zamanla benim mücadelem değil sadece aynı anda aklım ve sabrımın da mücadelesi. Kazananı ise yine zaman gösterecek.